ŞİİR DİL
Şiirin normal konuşma dilinin üzerinde bir yapısı olduğu
herkesçe bilinir. Bir üst-dildir şiir dili. Ne var ki bir üst-dil deyince,
herşeyde olduğu gibi bu da abartıldı ve olmadık anlamlara çekildi. Bugün şiir
dili demek; kuş dili gibi birşey demek oldu neredeyse. Sadece kuş dili
bilenlerin anladığı bir dil. Oysa; şiir dili adı üzerinde güzel bir
"dil" dir. Samimidir ve yüreğin dili olması gerekir. Düşüncelerin
yürekte damıtılması ve ifadesini de yüreğin dilinde bulmasıdır esasında. Yani,
sözcüsü yürek olan düşüncedir şiir. Şiir dili de işte budur. Beyinleri dopdolu,
çok yönlü, birikim kazanmış duyarlı insanların, şiirin yapısını da mutlaka
bilmesi koşuluyla; yaşam karşısındaki duruşlarından ve bakışlarından yola
çıkarak edindikleri bilgileri, yorumları, şair olarak yüreklerine indirip,
oradan dışavurmalarıdır. Yüreğe indirilmeden yapılan ifadeler zaten bilim ve
düşün adamlarının işidir. Yani şiirde de hakikati aramak ve sezmek var bilimde
olduğu gibi. Ama sözcüleri ayrı işte. Biri akıl, diğeri yürek. Yürek olunca da;
daha bir incelik sözkonusu ve melodisi ile heyecanı ile yürekten yüreğe bir
akım başlayarak insanları kendinden geçirebiliyor. Yüreğin potasında erimeyen
hiçbir sözcük şiir olma şerefine erişemez. Bütün sözcükler şiir olmak için, önce
şairin yüreğine gireceklerdir. Önceki hayatlarını unutup; sıfır derece anlamda
yani nötr olarak oraya girecek ve şiir olmak için o sıcak potada diğer
sözcüklerle şairin yüreğinde birbirleriyle tanışacaklardır. Ve şairin verdiği
bütünlüğe doğru yol alacaklar; bütünün hizmetinde olmak üzere ve sadece o şiire
özgü olmak üzere yepyeni anlamlara kavuşacaklardır. Şiirin bütünüyle bir anlam
kazanacaklardır. Şiirin bütünü ise, parçaların dışında; onu oluşturan
sözcüklerin toplamı değil; onlardan oluşan ama onları epeyce aşan, ilahi bir
niteliğe sahip olan ve şairin hayata bakışını ve duruşunu da içeren ve vermeye
çalıştığı yönü de göstermeye çalışan bir bütündür. Bu bütünlük çok özel bir
durumdur ve onu oluşturan sözcükler bu bütünün bir anlamlandırması olmaksızın
hiçbirşeydirler. Ancak o bütünün vereceği görevi yaptıkları oranda önem kazanır
ve varolurlar.
Şimdi durum böyle olunca; bir şairin neredeyse bütün yaşamını içine koyduğu ve
bir güzellik içinde ürettiği bir şiiri kitlelerle paylaşmasından doğal ne
olabilir? Neden kimseler anlamasın diye kuş diline çevirsin ki? Ve neden geniş
halk kitlelerine değil de, çok küçük bir elit tabakanın hizmetine sunmak
istesin ki? Daha çok insan şiiri anlasa ve yaşamına anlam katsa, şairin ne
kaybı olabilir ki? Ve çok merak ediyorum: neden bugüne kalmış en büyük şairler
hep anlaşılır olmuşlardır da değerlerinden hiçbirşey kaybetmemişler; tam
tersine halen daha en çok okunan onlar olmuşlardır? Durup düşünmek lazım!..
"Sanat Nedir?" adlı eserinde bakın ne diyor ünlü yazar
TOLSTOY:
"Bir eserin, bütün insanlık için yararlı olması için, iyi ve kötüyü
ayırması, güzel ve anlaşılır olması gerekmektedir. Sanat ancak, belli bir sınıf
için değil, büyük kitleler için yarar sağladığı zaman sözü edilebilir bir
değere ulaşır.
...Fırsatçıların her zaman kullandıkları bir yöntem vardır. Halkın
kullanmadığı, dile yerleşmemiş kelimeleri kullanarak, gerektiğinde icat ederek
halkın gözünde kendisini yüceltmek. Bu, ' halk, anlamadığına inanır' mantığıdır
ve çoğu zaman başarılı olur. Kitleler, bilmedikleri kelimelerin ardından
sürüklenirler. Bu arada sanat da tükenmeye yüz tutar. Ortodoks kilisesinin
sapık fikirlerinin, ağır bir dille düzenlenerek halka benimsetilmesi bu
yöntemin en çarpıcı örneklerindendir."
"Bir eserin ilginçliği , onun gösterişinde değil, ortaya koyduğu yeni
düşüncede olmalıdır. İlginçliği bayağı şiirsellikte, gösterişte, taklitte
aramak sanata bir şey kazandırmaz. Bunlar zengin sınıfın sanat üzerinde
oynadığı bir oyundan başka bir şey değildir."
* SANAT NEDİR? L.N.TOLSTOY, Şule Yayınları İstanbul, Eylül 1992, Çev.Baran
Dural, s,7
Şiir dilini doğal dilden
ayıran özellikler nelerdir?
• Şiir dilinde kelimeler genellikle gerçek anlamının dışında kullanılır.
• Şiir dilinde imge vardır, günlük dilde imge yoktur.
• Şiir dili, günlük dilin özellikleri barındırır; ancak günlük dili söz
sanatları ve imge kullanarak aşar.
• Şiir dilinde az sözle çok şey anlatmak amaçlanır. Böyle bir durum günlük
dilde yoktur.
• Şiir dilinde söz sanatları yoğun ve etkili bir şekilde kullanılır.
Siir Dil / 9.Sınıf Edebiyat Ders Notu
Reviewed by adrian
on
Aralık 15, 2015
Rating:

Hiç yorum yok:
Yorumunuz için teşekkürler.